Affetmenin pek çoğumuz için çok kolay olmadığını biliyorum. Çünkü sanıyoruz ki, affettiğimiz zaman o kişinin yaptıklarını onaylamış olacağız ya da bu onunla tekrar görüşmek anlamına geliyor. Oysa affetmek, bunlar demek değildir. Kendimizi, kin gibi bize yıllarca zarar verebilecek bir enerjiden kurtarıp, özgür bırakmaktır. Lütfen şunu iyi anlayalım; eğer affedemediğimiz kişinin geçmişi bizim geçmişimiz olsaydı, onun çektiği acıları biz çekmiş olsaydık, onun bilinç düzeyi bizim bilinç düzeyimiz olsaydı, biz de tam onun gibi düşünür ve davranırdık. Bu idrakla birlikte bağışlama, şefkat ve huzur gelir.
Eğer birine kızgınsanız ve affetmekte zorlanıyorsanız, bu konuda şu şekilde bir çalışma yapabilirsiniz;
Rahatsız edilmeyeceğiniz bir yere geçin. Kızgın olduğunuz kişiyi karşınızda canlandırın ve hatta ona ilk kızdığınız anı hatırlayın ve niçin kızdığınızı kendisine anlatmaya başlayın. Bunu yazarak da yapabilirsiniz, bir ayna karşısında da;
“Sana kızgınım, çünkü…”
“Sana çok kırgınım, çünkü…”
İçinizdeki tüm öfkeyi bu şekilde ifade edin. Hatta öfkenizi bir yastığa vurup da açığa çıkarabilirsiniz. Bu sizi oldukça rahatlatacaktır. Kızgınlığınızı tam olarak ifade ettiğinizi hissettiğinizde, affetme çalışmasına geçin. Yine karşınızda canlandırdığınız kişiye dönün ve “Yaptıklarını onaylamıyorum, ama o zamanki anlayışın ve bilginle bunları yaptığının farkındayım. Artık seni azat ediyorum. Sen de özgürsün, ben de özgürüm.” deyin.
Bu çalışmadan sonra kendinizi hala kızgın ya da affedememiş hissederseniz, çalışmayı takip eden günlerde birkaç kere daha tekrar edebilirsiniz. Öfkenizi serbest bıraktığınızda fiziksel ve ruhsal iyileşme başlar.
Ayrıca sevgili Başmelek Ceremayel’den de affedemediğiniz kişiyle ilgili zihninizdeki ve yüreğinizdeki tüm affedememeyi ve affedememenin verdiği tüm öfkeyi ışığa götürmesini isteyebilirsiniz.
Şifa olsun.
Ve öyle de oldu!